Uğur UZUNKAYA

Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Anahtar Kelimeler: Eski Uygurca, Budizm, yiyecek, yiyecek sadakası, metin neşri.

Hindistan kökenli felsefi bir inanış sistemi olan Budizm’in temelde Theravāda “eskilerin yolu” ve Mahāyāna “büyük araç” olmak üzere iki ekolü vardır. Bunlardan Theravāda ekolü yayıldığı bölge dolayısıyla Güney Budizmi, Mahāyāna ekolü ise yine aynı sebepten Kuzey Budizmi olarak da adlandırılır. Mahāyāna ekolü, temelde Mahāsānghika ve Sarvāstivā ekolleri üzerine oluşmuştur (Auffarth, Kippenberg ve Michaels, 2006, s. 319). Budizm’in Theravāda ekolüne nazaran daha reformist olduğu bilinen Mahāyāna, ideal kişisi Bodhisattva’nın şahsında bütün bir evrensel kurtuluş fikrini öne sürer. Felsefi temelleri bakımından Mahāyāna ekolü, içerisinde yer alan birçok alt ekolle birlikte farklı coğrafyalarda yerel inanışların etkisiyle farklı yorumlar kazansa da Budizm’in Theravāda ekolüyle büyük oranda örtüşen ilkelere ve kimi kavramlara sahiptir. Bunlar içerisinde Sanskritçe ve Pāli dilinde benzer şekilde tespit edilen āhāra “yiyecek, besin” (Monier-Williams, 1899, s. 162c; Davids ve Stede, 1921-1925, s. 177) Budizm’in her iki ekolünde de mevcut olan ortak bir kavramdır (krş. Sang, 2012). Bu kavrama, Budist metinlerde Sanskritçe āhāra-catuṣka “dört tür yemek/yiyecek” terimiyle hem fiziksel hem de zihinsel bağlamda yer verilmiştir. Burada söz edilmesi gereken bir diğer husus ise Budizm’deki yiyecek sadakası kavramıdır. Bilhassa bir yaşam biçimi olarak keşiş ve rahibelerin yaşamlarını sürdürebilmek için inanırlardan talep ettikleri yiyecek sadakası, Sanskritçe piṇḍapāta (Edgerton, 1953, s. 344b) terimiyle Budist metinlerde yer almıştır. Bu bağlamda bu yazıda şimdiye kadar neşredilmemiş ve hangi metnin parçası olduğu belirlenememiş konusunu temelde Budizm’in Mahāyāna ekolünden, dört tür yiyecekten ve yiyecek sadakasından alan üç Eski Uygurca metin parçasının filolojik neşri amaçlanmıştır. Bu çalışmaya dâhil edilen ve bugün Berlin Turfan Koleksiyonu’nda korunan bu fragmanların arşiv numaraları şöyledir: Mainz 342 (T II 638), Mainz 798 (T I) ve U 2050 (o. F.).

Çalışmanın kapsamında yer alan ilk fragmanın arşiv numarası Mainz 342 ve buluntu işareti T II 638’dir. Bu fragmanın her iki yüzünde de sekizer satır mevcuttur. Fragmanın arka yüzünde tokuzunç yeti älig “dokuzuncu [bölüm], kırk yedi[nci yaprak]” biçiminde bir sayfa numaralandırması mevcuttur. Metin, bütünlüklü bir görünüm arz etmektedir; ancak metnin arka yüzünün son satırında kısmi tahribat mevcuttur. Yazmanın ön yüzünün ilk beş satırı kırmızı mürekkeple kaleme alınmıştır. Metnin bugün Sanskritçe Budist külliyattan hangi eserin parçası olduğu henüz belirlenememiş olsa da (Ünal, 2022a) fragmanda Budizm’in Mahāyāna ekolünün özellikleri ve bu ekole ilişkin kimi öğretilerin tefsiri söz konusudur. Bu fragman, yazının 001-016. satırlarını oluşturmaktadır.

Bu yazıdaki ikinci fragman Mainz 798 arşiv numarasını ve T I buluntu işaretini taşımaktadır. Fragmanın ön ve arka yüzünde otuzar satır mevcuttur. Fragman bu hâliyle altmış satırdan oluşmaktadır. Metnin kimi satırları satır başlarından, ortalarından ve sonlarından kısmi tahribata maruz kalmıştır. Fragmanın arka yüzünde tokuzunç ü[lüş] “dokuzuncu [bölüm]” şeklinde sayfa numaralandırması mevcuttur. Fragmanda dört tür yiyecek (EUyg. tört törlüg aşlar; Çin. 四食 sishi ve Skt. āhāra-catuṣka, krş. Digital Dictionary of Buddhism, t.y.; Ünal, 2022b) söz konusudur. Bu fragman, yazının 017-076. satırlarını oluşturmaktadır.

Çalışmada incelenen üçüncü ve sonuncu fragman U 2050 arşiv numarasına sahipken bir buluntu işaretine sahip değildir. Fragmanın her iki yüzünde de on sekiz satır bulunur. Metnin A sayfası satır başlarından ve B sayfası da satır sonlarından kısmi hasara maruz kalmıştır. Metinde, Arhat Mahākāśyapa’nın bir zamanlar, önceki varoluş biçimlerinde, zengin Koṭīśvara olduğu bildirilir. Malını kaybedip fakirleşince de tamamen değişip keşiş olduğu ve piṇḍapāta yani yiyecek sadakasını istediği anlatılır (Raschmann, 2021). Dolayısıyla metin, bu hâliyle bir anlatı metnine ait olduğu izlenimi uyandırmaktadır. Fragman, bu yazının 077-112. satırlarını oluşturmaktadır.

Bu yazıda yukarıda bahsi geçen üç fragmanın yazı çevirimine, harf çevirisine, günümüz Türkçesine aktarımına, açıklamalarına, tahlilî dizin ve sözlüğüne yer verilmiştir. Metinlerin günümüz alfabesine aktarımında Uigurisches Wörterbuch’daki usul izlenmişken (krş. Röhrborn, 1977-1998, s. 9-10 ve s. 13-14; Röhrborn, 2010, s. XXXIII-XXXV), günümüz Türkçesine aktarımda satır satır aktarım usulü takip edilmiştir. Metinlere ilişkin açıklamalar; metin tamirleri ile bunların gerekçelerini ve Budist terimlerin izahını içermektedir. Herhangi bir program kullanılmadan hazırlanan sözlük ve dizin kısmına ise bütünlüklü olarak korunan her sözcük, madde başı olarak dâhil edilmiştir.

Eski Uygurca Metinlerin Yazı Çevirimi ve Harf Çevirisi







Eski Uygurca Metinlerin Aktarımı

Mainz 342 (T II 638)

(ön) (001) Bu düz yazıdan sonra, nasıldır denecek olursa, gerçekten gelmi[ş] (olan)ın (002) mevcudiyet(i) için ölçülemez2 yüce bilgeliği, (003) gücü, korkusuzluğu ve bütün öğreti (Skt. dharma) hazinesini kendisi buyurur. Bütün (004) canlılara tamamen Mahāyāna, (yani) büyük taşıt öğretisini (Skt.mahāyāna) verme (005) lütfunda bulunmak için, yalnızca bütün hepsi(ni) kabul etmek için2 (006) vaaz verdirilir, diye söyledi. Bu ise sonraki tefsirdir. Bu (007) düz yazı önce(likle) bu şekilde tefsir eder. Şöyle ki öğreti (Skt. dharma) hükümdarı mükemmel (008) bilgili Tanrılar Tanrısı Buddha şöyle söyleyip buyurdu. (arka) dokuzuncu [bölüm], kırk yedi[nci yaprak] (009) Benim, bu bir taşıt (Skt. ekayāna) denen anlaşılması imkânsız, en iyi, düz ve doğru (010) aydınlanma (Skt. anuttasamyaksaṃbodhi) adlı kutsal Buddhalığa eriştirecek Mahāyāna (yani) büyük (011) taşıt öğretimin faziletleri sayısızdır2 . (012) Canlılara faniliği tükenmez ve sonsuz (biçimde) vermeye muktedirdir. Yalnız (013) canlılar ya esaslı (olarak) mevcutturlar ya esassız (olarak) mevcutturlar (014) ya kesin olarak esaslıdırlar ya (015) kesin olmayan biçimde esaslıdırlar ya önce küçüğü (016) … … sonra2 büyüğü sevecek, bunun gibi mevcutturlar. … … için

Mainz 798 (T I)

(ön) (017) … … tutacak güçleri2 (018) de yoktur. Bunun gibi mevcut olan (019) … … ve nasıl söz söyleyebilir? (020) … … … sebep olacaktır (021) diyerek bu söz … … sözü tutma (022) … yine sekizinci bilinci var (023) diye bilmeli. Bu yedinci (024) delildir. Sekizinci (025) de sūtrada geçer. (026) Yani bütün2 canlılar yiyecek (027) desteğine dayanırlar, diye geçer. Bu sekizinci (028) bilinç yok olacak ise, sonra bilinç (029) yiyeceği (Skt. vijñānāhāra) esası elde etmemeli. Ne için (030) elde etmemeli denecek olursa, şöyle ki o da (031) sūtrada geçer. Dört türlü (032) yiyecek (Skt. āhāra-catuṣka) vardır. Şöyle ki birincisi lok[ma] (033) yiyeceği (Skt. kavaḍīkārāhāra), ikincisi dokunma yiyeceği (Skt. sparśāhāra), üçüncüsü (034) umut yiyeceği (Skt. manaḥsañcetanāhāra) (ve) dördüncüsü bilinç yiyeceği (Skt. vijñānāhāra). Birincisi (035) lokma yiyeceği (Skt. kavaḍīkārāhāra) ise, değişme ve geçici olma (036) alametlidir. Altı arzu alanında (Skt. kāmadhātu) (037) tutulmuş … … … dokunma içi[n] (038) değişmiş ve yok olmuş zamandan sonra yiyecek (039) işini vermeye muktedir olur. … … Sebebini (040) hiçbir surette şekil (adlı) yer(de) (Skt. rūpāyatana) lokma yiyeceği … (041) tutulmaz. Ne için tutulmaz denecek olursa, (042) şöyle ki o şekil (adlı) yer (Skt. rūpāyatana) değişme ve geçici olma (043) alametli ise, buna rağmen değişmiş (044) (ve) yok etmiş zamanda şekil işini2 (045) bilemeyeceğinden yer tutulmaz. (046) … yiyecek … [d]okunma yiyeceği (Skt. sparśāhāra) çoğalır. Algılamak için (arka) dokuzuncu b[ölüm] (047) dokunma alametlidir. Yani … (048) dokunuşlu duyu alanları bu (049) zamanda da sevinç hissetme … (050) ayrıca tutulması ile sonra (051) yiyecek işini vermeye muktedir olurlar. Bu (052) sebeple de bu dokunma … (053) ile birleşecek altı bilinç tarzı (Skt. ṣaḍāyatanavijñāna) (054) dokunma yer(i olarak) tutulmaması (055) için tutulmaz diye dense, öyle ki o (056) altı bilinç tarzı (Skt. ṣaḍāyatanavijñāna) dokunma ile birleşseler (057) tekrar yiyecek işini verme tefsiri (058) özellikle dokunmada da fazla (059) olduğundan dokunma sebebini sevinç2 (060) (ve) çabucak bu duygular ile (061) … … adlı öğreti (Skt. dharma) fazlasıyla arttırağından2 (062) bu sebeple tutulmaz. (063) Üçüncüsü umut yiyeceği (Skt. manaḥsañcetanāhāra) ise, yetersizlik (064) alametlidir. Yani akıntılı (Skt. sāsrava) umut ve (065) istek ile kendini vakfederek sevecek2 (066) duyu alanlarını isteme ve yetersizliğin (067) ardından o umut yiyeceği (Skt. manaḥsañcetanāhāra) işini (068) vermeye muktedir olur. … … Umut beş bilinç (Skt. pañcavijñāna) (069) … ile birleşecek ise, bununla birlikte (070) altıncı idrak bilincine (Skt. manovijñāna) ait umudun (071) da yiyecek işini verme tefsiri (072) bu şekildedir. Dördüncü bilinç yiyeceği (Skt. vijñānāhāra) (073) ise, tutma alametlidir. Altı akıntılı (Skt. sāsrava) (074) bilinç önceden bahsedilen üç (075) türlü yiyeceklerin vasıtasıyla artmaya2 (076) devam edip sonra yiyecek işini …

U 2050 (o. F.) (A sayfası)

(077) … … yine başt[ak]i (078) … … ise, bilhassa sadaka (Skt. piṇḍapāta) (079) … …dır. Sonraki dört türlü (080) … … ağda durmaktır. Daha sonraki (081) … … ihtirastan (Skt. kleśa) iyice (082) … … diye adlandırılır. Bütünüyle bu şekilde (083) … … yirmi türlü sözler[e] … (084) … … elde edeceğinden, bu sebeple sadaka y[emeği]2 (Skt. piṇḍapāta) (085) … … [buyur]du diyerek bu şekilde söyler. … (086) … … [bu]nun gibi sadaka yemeği2 (Skt. piṇḍapāta) istemek için2 (087) … … o şehir içinde sırasıyla (088) … … bitirip diye söylemişti. Bunun gibi (089) … … ile altıncı fayda2 sağlaması (090) … … farksız, dümdüz olduğunu gösterir. (091) … … [old]uğunu gösterir demek ise, yani Tanrılar Tanrısı (092) [Buddha] … zenginlere yoksullara ikisine birden birlikte (093) … … bilinciyle, fayda2 sağlamayı lütfetmesi (094) … … iki büyük öğrenci (Skt. mahāśrāvaka) ve talebelerinde (B sayfası) (095) bilinçli … [zenginlere fakir]lere (096) ikisi birlikte … [bilinci] (097) ile fayda2 sağlamayı lütf[etmesi] … … (098) bu sebeple sırasıyla sadaka yemeği2 (Skt. piṇḍapāta) … … (099) vardır diyerek bu şekilde söyleme[si] … … (100) sözün tefsirini öğretmiş. … … … (101) … … o Arhat Mahākāśyapa … … (102) … … sadakaya (Skt. piṇḍapāta) bakmadan … … (103) … sebebi de nasıl sadaka (Skt. piṇḍapāta) … … (104) diye söylenirse, bu söz sebebini böyle[ce] … … (105) gerek. Yani bu Arhat Mahākāśyapa be[ş] (106) varlık biçiminde (Skt. pañcagati) önce, büyük zengin adam2 … … (107) idi. Bir zamanda o zengin adam2 … … (108) yalnız ise, birdenbire malı mülkü2 bütün … … (109) evi barkı2 mahvolup bundan sonra son derece yüksek (?) (110) (ve) alçak, sefil ve yoksul oldu. Bununla beraber yoks[ul] … (111) olup yaşıyorken, bir hürmete layık … (112) rahibin (Skt. bhikṣu) sadaka yemeği2 (Skt. piṇḍapāta) dilenip … …

Eski Uygurca Metinlere İlişkin Açıklamalar

(001) ba[s]a: Bu tamamlama için krş. bo uzun käzig öŋrä 006-007. satırlar.

(012) artamakıg: Bu okuma ve anlamlandırma satırın belirsizliği sebebiyle kesinlik taşımamaktadır.

(031) tört törlüg aşlar: Bu fragmanda tamamı tespit edilmiş EUyg. tört-törlüg aşlar ifadesi, Çin. 四食 sishi “dört türlü yiyecek” ve Skt. āhāra-catuṣka (Digital Dictionary of Buddhism, t.y.; Hirakawa, 1997, s. 280b; Soothill ve Hodous, 1937, s. 184a) karşılığındadır ve bunlar aşağıdaki gibidir:

(032) tan[çu] aş: Bu tamamlama için krş. 040. satır. EUyg. tançu aş ifadesiyle “bu dünyada canlılar tarafından yenen sıradan, fiziksel yiyecekler” kastedilmektedir; “çünkü bu yiyecekler, lokma lokma yenir” (Digital Dictionary of Buddhism, t.y.; krş. Edgerton, 1953, s. 174a; Wilkens, 2021, s. 670a; ayrıca krş. Clauson, 1972, s. 516b).

(033) bürtüg aş: EUyg. bürtüg aş ifadesiyle “kişinin duyu bilinçlerinin nesneleri ve onların teması yoluyla elde ettiği zihinsel beslenme” (Digital Dictionary of Buddhism, t.y.) yani “zihinsel olarak tasarlanan duyum veya hayal gücünün yiyeceği” (Soothill ve Hodous, 1937, s. 481a; krş. Edgerton, 1953, s. 612b; Wilkens, 2021, s. 213a; ayrıca krş. Erdal, 1991, s. 185) kastedilir.

(034) umunç aş: EUyg. umunç aş ifadesiyle “canlı varlıkların düşünceyi referans olarak aldıkları yiyecek” (krş. Edgerton, 1953, s. 418a; Wilkens, 2021, s. 799a; ayrıca krş. Clauson, 1972, s. 162a; Erdal, 1991, s. 279) kastedilmektedir. Elbette burada sıra dışı olan durum, EUyg. metinde “düşünce” anlamı taşıyan EUyg. bir sözcük yerine “umut” anlamı taşıyan umunç sözünün tercih edilmesidir.

(034) bilig aş: EUyg. bilig aş ifadesiyle “biçimsiz âlemlerin devalarını ve cehennem sakinlerini canlı tutan manevi gıda, zihinsel gıda” (Soothill ve Hodous, 1937, s. 474b; krş. Digital Dictionary of Buddhism, t.y.; Monier-Williams, 1899, s. 961b; Edgerton, 1953, s. 486a; Wilkens, 2021, s. 173b; ayrıca krş. Clauson, 1972, s. 339a; Erdal, 1991, s. 183) kastedilmektedir.

(036) altı amranmak uguş+ta: EUyg. bu Budist terim Skt. kāmadhātu “arzu dünyası (bölge, alan)” (Monier-Williams, 1899, s. 271c; Edgerton, 1953, s. 177a; Soothill ve Hodous, 1937, s. 356a; ayrıca krş. Röhrborn, 2015, s. 134; Wilkens, 2021, s. 37a) karşılığındadır.

(078) pinvat: EUyg. bu söz Toharcanın A diyalektinde pinwāt “stips” (Poucha, 1955, s. 180) biçiminde tanıklanmış olup esasen Skt. piṇḍapāta “yiyecek sadakası” (Monier-Williams, 1899, s. 625b; Edgerton, 1953, s. 344b) sözüne dayanmaktadır.

(084) aş p[invat]: Bu tamamlama için krş. 086. satır.

(094) m(a)haşravak: EUyg. bu söz Toharcanın A diyalektinde mahāśrāvak (Wilkens, 2021, s. 463a) biçiminde tanıklanmış olup esasen Skt. mahāśrāvaka “büyük öğrenci” (Monier-Williams, 1899, s. 794a; Edgerton, 1953, s. 426b) sözüne dayanmaktadır.

(095-096) [baylarka çıgay]larka: Bu tamamlama için krş. 092. satır.

(096) ikigükä b[irlä]: Bu tamamlama için krş. 092. satır.

(101) m(a)hakaşipe arhant: EUyg. bu ifade, “Arhat Mahākāśyapa” (Wilkens, 2021, s. 460b) anlamındadır. EUyg. m(a)hakaşipe, Toharcanın A diyalektinde mahākāśyap (Poucha, 1955, s. 215) biçiminde tespit edilmiştir; ancak esasen Skt. mahākāśyapa’ya “Buddha’nın bir öğrencisinin adı” (Monier-Williams, 1899, s. 794a; Edgerton, 1953, s. 422a) dayanmaktadır.

(106) koṭişvare bay[agut]: Bu tamamlama için krş. 107. satır. EUyg. koṭişvare, Toharcanın A diyalektinde koṭiśvar “homo pecuniosus” (Poucha, 1955, s. 86) biçiminde tespit edilmiştir; ancak esasen Skt. koṭīśvara’ya “on milyonun kralı, milyoner” (Monier-Williams, 1899, s. 312b; Edgerton, 1953, s. 422a) dayanmaktadır.

(109) örüki: Bu okuma ve anlamlandırma metnin hasarı sebebiyle kesinlik taşımamaktadır.

Sözlük ve Dizin

A

adırtsız “farksız” a. 090

adkan- “algılamak” a.-guluk 046

adkangu “duyu alanı” a.+larıg 048, 066

agılık “hazine” nom a.+ı 003

akıglıg, akıgl(ı)g “akıntılı” (~ Skt. sāsrava) a. umunç küsüş 064; altı a. bilig 073

alkınçsız “tükenmez” a. tükäṭinçsiz “tükenmez ve sonsuz” 012

alku, alku “bütün” a. 108; a. kamag tınl(ı)glar 026; a. tınl(ı)glarka 003

altı, altı “altı” a. akıglıg bilig 073; a. amranmak uguşta “altı arzu alanı” (~ Skt. kāmadhātu) 036; a. biliglär 053, 056

altınç, altınç “altıncı” a. 070, 089

amra- “sevmek” sävgülük a.-gu[lu]k 065

amranmak “arzu” altı a. uguşta “altı arzu alanı” (~ Skt. kāmadhātu) 036

anılayu “bununla beraber” a. 110

anın “bu sebeple” a. 062, 084, 098

anta “sonra” a. ymä 109

antag “bunun gibi” a. 018, 072; a. ymä 013, 013, 014, 014, 015

arhant < Soğd. ʾrxʾnt < Skt. arhat “Arhat (kurtuluş yolunun dördüncü ve son aşamasında olan Budist rahip)” (Röhrborn, 2015, s. 228) m(a) hakaşipe a. 101, 105

art- “çoğalmak” [b]ürtüg aş a.-ar 046

arṭa- “yok olmak” tägşilmiş a.-m[ı]ş 038

artamak, arṭamak “fanilik, geçici olma” a.+ıg 012; tägşilmäk a. 035, 042

arṭat- “yok etmek” tägşilmiş a.-mış 044

artok “fazla” a. 058

artokrak “fazlasıyla” a. 061

asıg “fayda” a. tusu “fayda2 ” 089, 093, 097

asıl- “artmak” a.-u turup 076; a.-ur üçün 062

aş, aş, “aş, yiyecek” a. 046; a. işin 038, 051, 057, 071, 076; a. pinvat 086, 098, 112; a. p[invat] 084; a. tayakıŋa 026; a. tözi 029; a.+lar 032, 075; bilig a. 034, 072; bürtüg a. 033; [b]ürtüg a. 046; tançu a. 035, 040; tan[çu] a. 033; umunç a. 034, 063; umun[ç] a. 067

aşnu “önce” a. 015

atl(ı)g “adlı, denen” a. 010

avant < Soğd. ’nβ’nt “sebep” a.+ı 103

ayag “hürmet, saygı” a.+ka tägimli[g] 111

ažun < Soğd. ʾʾžwn ~ ʾzwʾn(h) “(Budizm’de) varlık şekli, varlık biçimi, canlıların içinde bulundukları varlık şekli” (Röhrborn, 2017, s. 122) (~ Skt. gati) be[ş] a.+ta 106

B

bak- “bakmak” b.-madın 102

balık “şehir” b. 087

bar “var” b. 002, 022, 025; antag ymä b.+lar 013, 013, 014, 015, 015

barça “bütün” b. 004, 005

bark “ev, bark” ävi b.+ı “ev bark” 109

ba[s]a “sonra” b. 001

basakı “sonraki” b. 079

başt[ınk]ı “baştaki” b. 077

bay, [bay] “zengin” b.+larka çıgaylarka 092; [b].+[larka çıgay]larka 95

bayagut, bay[agut] “zengin, zengin tüccar” koṭişvare b. 106, 107

b(ä)lgülüg, b(ä)lgülü[g] “alametli” bürtmäk b. 047; tägşilmäk arṭamak b. 036, 043; tutmak b. 073; umamak b. 064

bäliŋ täg “birdenbire” b. t. 108

ber-, b[e]r- “vermek” b.-ür 027; b.-gäli uyur 039, 068; b.-gäli uy[ur]lar 051; nomug b.-ü y(a)rlıkagalı 004; uyur b.-gäli 012

bermäk “verme” aş işin b. 057, 071

beş, be[ş] “beş” b. ažunta 105; b. bilig 068

bilgä “bilge” b. biligi 002; tükäl b. t(ä)ŋri t(ä)ŋrisi burhan 008

bilig “bilgi; bilinç” b. aş 034, 072; b. aş tözi 028; altı akıglıg b. 074; altı b.+lär 053, 056; beş b. 068; bilgä b.+I 002; köŋül b.+ig 070; säkizinç b. 028; säkizinç b.+ig 022

bir, bir “bir” b. 009, 107, 111

birlä, b[irlä] “ile” b. 053, 056, 065, 069, 092, 096

bo, bo, bo “bu” b. 001, 006, 006, 009, 021, 023, 027, 048, 051, 052, 060, 104, 105

bol- “olmak” çıg[ay] … b.-up 111; tıltag b.-taçı 020; yavız çıgay b.-tı 110; söz tegäli b.-ur 019

bul- “elde etmek” b.-galır 084; aş tözi b.-magu 029; nä üçün b.-magu k(ä) rgäk 030

burhan, [burhan] “Buddha” b. kutıŋa 010; t(ä)ŋri t(ä)ŋrisi b. 008; t(ä)ŋri t(ä)ŋrisi [b]. 092

buzul- “mahvolmak” ävi barkı b.-up 109

bürtmäk “dokunma” b. 037, 052, 056, 059; b. b(ä)lgülü[g] 047; b.+dä 058; b.+in 048

bürtüg, [b]ürtüg “dokunma, temas” b. aş 033; [b]. aş 046; b. oron 054

Ç

çıgay, çıg[ay], [çıgay] “yoksul, fakir” ç. 110; baylarka ç.+larka 092; [baylarka] [ç].+larka 95; yavız ç. 110

D

dentar “rahip” (~ Skt. bhikṣu) d.+nıŋ 112

Ä

äd “mal, mülk” ä.+i t(a)varı “mal mülk” 108

ädgü “fazilet” nomnuŋ ä.+läri 011

ädgüti “iyice” nizvanidın ä. 081

äŋäyü “özellikle” ä. 058

äŋilki “birincisi” ä. 032, 034

är-, [är]- “yardımcı eylem, -dIr; var olmak” ä.-di 088, 107; ä.-dükin 090; [ä].-[d]ükin 091; ä.-güçi 018, 028; ä.-kän 111; ä.-mäz 045; ä.-sär 006, 028, 035, 043, 063, 069, 073, 078, 108; ä.-ür 020, 080, 099

äv “ev” ä.+i barkı 109

ävril- “kendini (bir şeye) vakfetmek” ä.-ip 065

H

han “han, hükümdar” nom h.+ı 007

I

ıdok “kutsal” ı. burhan kutıŋa 010

İ

“iç” i.+intä 087

iki “iki” i. ulug m(a)haşravak tetselarınta 094

ikigü “ikisi birlikte” i.+kä 092, 096

ikinti “ikinci” i. 033

inçä “şöyle, şöyle ki” i. k(a)ltı 032; i. tep 007, 008

inçip, inçi[p] “bununla birlikte, böylece; buna rağmen” i. 040, 043, 069, 104

iş, Iş “iş” i.+in bergäli 039; i.+in küdügin 044; aş i.+in 076; aş i.+in bermäk 057, 071; aş i.+in bergäli 051; aş i.+in b[e]rgäli 067

K

k(a)ltı “yani, şöyle ki” k. 026, 030, 032, 047, 064, 091, 105

kamag “bütün” k. 003, 026

kamagun “bütün” k. 005

katıl-, katıl-, kat[ı]l- “birleşmek” k.-sarlar 056; k.-taçı 053, 069

käl- “gelmek” kertüdin k.-mi[ş]niŋ 001

k(ä)rgäk “gerek” k. 105; bulmagu k. 029, 030; bilmiş k. 023

käzig “nizam, dizi” uzun k. “nesir, düz yazı” 007; uzun k.+dä 001

käzigçä “sırasıyla” k. 087, 098

ken “sonra” k. temin “sonra” 016; k. yörmäk 006

kenki “sonraki” k. 080

kertü “gerçek” k.+din kälmi[ş]niŋ 001

kıl- “yapmak, sağlamak” asıg tusu k.-u 093, 097

kılmak “yapma, sağlama” asıg tusu k.+ı 089

kiçig “küçük” k.+ig 015

kim “öyle ki, şöyle ki” k. 007, 042, 055

kol- “istemek” aş pinvat k.-galı 086

kolun- “dilenmek” aş pinvat k.-u 112

korkınçsız “korkusuzluk” küçi k.+ı 003

koṭişvare < Toh. A koṭiśvar < Skt. koṭīśvara “zengin” k. bayagut 107; k. bay[agut] 106

kölüŋü “taşıt” k. 009; ulug k. 004, 011

köŋül “bilinç” k. biligig 070

köŋüllüg, k[ö]ŋüllüg, [köŋüllüg] “bilinçli” k. 095; k.+in 093; [k].+in 096

köni “doğru” yeg tüzü k. 009

kösön “güç” küçläri k.+[läri] “güç2 ” 017

kudıkı “alçak” k. 110

kut “kutsallık” burhan k.+ıŋa 010

küç, küç “güç” k.+I korkınçsızı 003; k.+intä ükliyü asılu 075; k.+läri kösön[läri] “güç2 ” 017

küdüg “iş” işin k.+in “iş güç” 044

küsämäk “isteme” k. umamak 066

küsüş “istek” umunç k. 065

M

m(a)hakaşipe, m(a)hakaşipe < Toh. A mahākāśyap < Skt. mahākāśyapa “bir rahip adı” m. arhant 101, 105

m(a)haşravak < Toh. A mahāśrāvak < Skt. mahāśrāvaka “büyük öğrenci” iki ulug m. tetselarınta 094

m(a)hayan << Skt. mahāyāna “Mahāyāna, büyük taşıt” m. ulug kölüŋü 004, 010

mäŋi “sevinç” ögrünç m. “sevinç2 ” 060

mäniŋ “benim” m. 009

munçulayu “bu şekilde, bunun gibi” m. 082, 086, 099

munı “bunu” m. munçulayu 082

muntag, [mun]tag “bunun gibi” m. 016, 088; [m]. osuglug 086

N

“ne” n. üçün 001, 029, 041

näçükin “nasıl” n. 019

nägülük “nasıl” n. 103

näŋ “hiçbir şekilde” n. inçip 040

nizvani < Soğd. nyzβ’nny ~ nyzβ’n’k “ihtiras” (~ Skt. kleśa) n.+dın ädgüti 081

nom < Soğd. nwm < Grek. nomos “öğreti, dinî kaide” (~ Skt. dharma) n. 061; n. agılıkı 003; n. hanı 007; n.+nuŋ ädgüläri 011; ulug kölüŋü n.+ug 004

nomlatıl- “vaaz verdirilmek” n.-ır 006

O

oḍgurak “kesin olarak” o. tözlüg 014

oḍguraksız “kesin olmayan” o. tözlüg 015

ok “pekiştirme edatı” o. 030, 051

ol, ol, ol “o, işaret sıfatı; bildirme” o. 030, 036, 042, 047, 055, 064, 067, 073, 079, 087, 101, 107

oron, oron, oron “yer” o. 045, 054; öŋ o. 040, 042

osuglug “gibi” [mun]tag o. 086

Ö

ögrünç “sevinç” ö. 049, 059

ök “pekiştirme edatı” ö. 049, 058, 071, 103

öŋ, öŋ “şekil” ö. işin küdügin 044; ö. Oron 040, 042

öŋrä “önce, önceden” ö. 007, 074, 106

örüki “yüksek” ö. Kudıkı 109

ötrü, öt “sonra” ö. 028, 038, 050, 067, 076

öz “kendi” ö. 003

P

pinvat, pinvat, p[invat] < Toh. A pinwāt < Skt. piṇḍapāta “yiyecek sadakası” p. 078, 103; p.+ka 102; aş p. 084, 086, 098, 112

S

sanlıg “ait” s. 070

sav “söz” s. 021, 104; s.+lark[a] 083; s.+nıŋ yörügin 100

säkizinç, säkizinç “sekizinci” s. 022, 024, 027

säv- “sevmek” s.-däçi 016; s.-gülük 065

söz “söz” s. 019; s.+ni 021

sözlä- “söylemek” s.-güçi 074; s.-miş 025; s.-yür 031, 085

sözlämä[k] “söyleme” s.+[i] 099

sudar (oku: sudur) < Toh. A ve Toh. B sutär ~ sūtär, Soğd. swtr ~ swttr < Skt. sūtra “sūtra, Budist vaazları içeren dinî eser” s.+da 025 → sudur

sudur < Toh. A ve Toh. B sutär ~ sūtär, Soğd. swtr ~ swttr < Skt. sūtra “sūtra, Budist vaazları içeren dinî eser” s.+da 031→ sudar

T

takı “ve” t. 019

tançu, tan[çu] “lokma, yemek parçası” t. aş 032, 035, 040

tanuk “delil” t. 024

t(a)var “mal, mülk” ädi t.+ı “malı mülkü” 108

tayak “destek” aş t.+ıŋa 026

tägimli[g] “layık” ayagka t. 111

tägin- “kabul etmek” t.-gäli 005

täginmäk “hissetme; duygu” t. 049; t.+lär 060

tägşil- “değişmek” t. arṭatmış 043; t.-miş arṭam[ı]ş 038

tägşilmäk “değişme” t. arṭamak 035, 042

tägür- “eriştirmek” ıdok burhan kutıŋa t.-däçi 010

t(ä)k “yalnız, yalnızca” t. 005, 012, 108

täŋlänçsiz “ölçülemez” ülgülänçsiz t. “ölçülemez2 ” 002, 011

t(ä)ŋri “Tanrı” t. t.+si 008, 091

tärk “çabucak” t. 060

te-, te- “demek, söylemek” t.-di 006, 088; t.-gäli 019; t.-p 001, 006, 007, 008, 021, 023, 027, 030, 041, 055, 082, 085, 088, 091, 099, 104; t.-sär 030, 041, 055, 091, 104; t.-s[ä]r 001

tegli “adlı” t. 061

tegmä “denen” t. 009

temin “sonra” ken t. “sonra” 016

tet- “adlandırılmak; (-Ir ekiyle beraber) tetir {-DIr} bildirme, kopula” t.-ir 006, 011, 018, 024, 032, 072, 082

tetse < Çin. 弟子 dizi “talebe” iki ulug m(a)haşravak t.+larınta 094

tıltag “sebep” t. 020; t.+ın 039, 052, 059, 104

tınl(ı)g “canlı” t.+lar 013, 026; t.+larka 004, 012

tilä- “dilemek, istemek” kolgalı t.-[gäli] 086

tor “ağ” t.+ta 080

törlüg “türlü” tört t. 079; tört t. aşlar 031; üç t. aşlar 075; y(e)g(i)rmi t. savlark[a] 083

tört “dört” t. törlüg 079; t. törlüg aşlar 031

törtünç “dördüncü” t. 034, 072

töz “esas” bilig aş t.+I 029

tözlüg “esaslı” barlar t. 013; barlar oḍguraksız t. 015; oḍgurak t. 014

tözsüz “esassız” barlar t. 014

tur- “durmak; tasvirî fiil” aş tayakıŋa t.-urlar 027; ükliyü asılu t.-up 076

turmak “durma” t. 080

tusu “fayda, yarar” asıg t. “fayda2 ” 089, 093, 097

tut- “tutmak” t.-galı 005; t.-guluk 017

tutmak, tutma[k] “tutma” t. 021, 073

tutul-, tutul- “tutulmak” t.-maz 041, 041, 045, 055, 062; t.-mazun 054; t.-mış 037

tutulma[k] “tutulma” t.+ı 050

tuymak “aydınlanma” tüzgärinçsiz yeg tüzü köni t. atl(ı)g ıdok burhan kutıŋa 010

tükäl “mükemmel” t. bilgä t(ä)ŋri t(ä)ŋrisi burhan 007

tükäṭ- “bitirmek” t.-ip 088

tükäṭinçsiz “sonsuz” alkınçsız t. “tükenmez ve sonsuz” 012

tüp “pekiştirme hecesi” t. tüz 090

tüz “düz” tüp t. 089

tüzgärinçsiz “anlaşılması imkânsız” t. yeg tüzü köni tuymak atl(ı)g ıdok burhan kutıŋa 009

tüzü “düz” tüzgärinçsiz yeg t. köni 009

U

u- “muktedir olmak” bergäli u.-yur 011, 039; b[e]rgäli u.-yur 068; bergäli u.-y[ur]lar 051

ugrayu “bilhassa” u. 078

ugur “zaman” u.+ta 107

uguş “alan” altı amranmak u.+ta “altı arzu alanı” (~ Skt. kāmadhātu) 036

ukıt- “göstermek” u.-mış 100; u.-ur 090, 091

ulatı “ve; ayrıca” u. 003; u.+larda 050

ulug, ulug “büyük” u. bilgä biligi 002; u. koṭişvare bay[agut] 106; u. kölüŋü nomug 004, u. kölüŋü nomnuŋ 010; iki u. m(a)haşravak tetselarınta 094; ken temin u.+ug 016

umamak “yetersizlik” u. b(ä)lgülüg 063; küsämäk u. 066

umunç, umun[ç] “umut” u. 068; u. aş 034, 063, 067; akıgl(ı)g u. küsüş 064; köŋül biligig sanlıg u.+nuŋ 070

uzun “uzun” u. käzig “nesir, düz yazı” 007; u. käzigdä “nesir, düz yazı” 001

Ü

üç “üç” ü. törlüg aşlar 074

üçün, üçün, üçü[n] “için” ü. 001, 002, 016, 029, 037, 041, 045, 055, 059, 062, 084

üçünç “üçüncü” ü. 033, 063

üd, üd “zaman” ü.+tä 038, 044, 049

ükli- “artmak” ü.-yü asılu 075; ü.-yür asılur 061

ülgülänçsiz “ölçülemez” ü. Täŋlänçsiz “ölçülemez2 ” 002, 011

üzä, [ü]zä “ile” ü. 050, 060, 089; [ü]. 067

Y

y(a)rlıka-, [y(a)r]lıka- “buyurmak, lütfetmek” y.-dı 008; [y].-dı 085; y.-galı 005; y.-r 003

y(a)rlıkamak, y(a)rlı[kamak] “lütfetme” y.+ı 093; y.+[ı] 097

yavız “sefil” y. çıgay boltı 110

yänä “yine” y. 077

yeg “en iyi” y. tüzü köni tuymak 009

y(e)g(i)rmi “yirmi” y. törlüg savlark[a] 083

yetinç “yedinci” y. 023

ymä “dahi, da, de” y. 018, 022, 025, 043, 057, 069, 109; antag y. 013, 013, 014, 014, 015

yör- “tefsir etmek” y.-ür 007

yörmäk “yorumlama, tefsir” ken y. 006

yörüg “yorum, tefsir” aş işin bermäk y. 057; aş işin bermäk y.+I 071; savnıŋ y.+in 100

yok “yok” y. 018, 028

yorı- “yaşamak” y.-yur ärkän 111

Sonuç

Eski Uygurca Budist edebiyata ilişkin üç fragmanın filolojik neşrinin hazırlandığı bu yazının sonuçları şöyle özetlenebilir:

1. Bu yazıdaki ilk fragmanın konusu Budizm’in iki temel ekolünden biri olan Mahāyāna ekolüdür ve bu fragmanda söz konusu ekolün nitelikleri sıralanmıştır. Yine mezkûr ekole ilişkin felsefi kabullere izah getirilmiştir, bu hâliyle bir tefsir metni görüntüsü sunmaktadır.

2. Çalışmaya dâhil edilen ikinci fragmanda konu Budist metinlerde bahsi geçen dört türlü yiyecek kavramı ve bunun izahıdır. Söz konusu Budist terimin Eski Uygurca bu fragmanda bütünlüklü olarak korunmuş olması önem arz etmektedir.

3. Yazıdaki üçüncü fragman ise Arhat Mahākāśyapa’yı ve yiyecek sadakasını konu alır. Metin bu şekliyle bir anlatı metni izlenimi vermektedir.

4. Çalışmanın metin kısmı daha evvel neşredilmemiş 112 Eski Uygurca satırdan oluşmaktadır

5. Çalışmanın kapsamındaki söz varlığı incelendiğinde 220 madde başının belirlendiği belirtilmelidir. Bu söz varlığının 182’si isim tabanı ve 38’i fiil tabanıdır.

6. Çalışmanın söz varlığında 13 alıntı sözcük mevcuttur. Bu yazı ile dilsel veri açısından Eski Uygurca araştırmalarına katkı sunulmak istenmiştir.

Kaynakça

Auffarth, C., Kippenberg, H. G. ve Michaels, A. (2006). Wörterbuch der Religionen. Kröner.

Clauson, S. G. (1972). An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford at the Clarendon.

Davids, T. W. R. ve Stede, W. (1921-1925). The Pali text society’s Pali-English dictionary. Pali Text Society.

Digital Dictionary of Buddhism. (t.y.). Dictionaries for the study of Buddhist and East Asian language and thought. 18 Mayıs 2023 tarihinde www.buddhism-dict.net/ddb/ adresinden edinilmiştir.

Edgerton, F. (1953). Buddhist hybrid Sanskrit grammar and dictionary. Vol. II: Dictionary. Yale University.

Erdal, M. (1991). Old Turkic word formation. Vol. I-II. Harrassowitz.

Hirakawa, A. (1997). Buddhist Chinese-Sanskrit dictionary. Reiyūkai.

Monier-Williams, M. (1899). A Sanskrit-English dictionary. Oxford University.

Poucha, P. (1955). Institutiones linguae Tocharicae. Pars I: Thesaurus linguae Tocharicae dialecti A. Státní Pedagogické Nakladatelství.

Raschmann, S. C. (2021, 25 Haziran). U 2050 [o. F.]. Akademie der Wissenschaften zu Göttingen, Katalogisierung der Orientalischen Handschriften in Deutschland. https://orient-mss.kohd.adw-goe.de/receive/KOHDOldUygurMSBook_manuscript_00001534

Röhrborn, K. (1977-1998). Uigurisches Wörterbuch. Sprachmaterial der vorislamischen türkischen Texte aus Zentralasien 1-6. Steiner.

Röhrborn, K. (2010). Uigurisches Wörterbuch. Sprachmaterial der vorislamischen türkischen Texte aus Zentralasien, Neubearbeitung. I. Verben. Vol. 1: ab- - äzüglä-. Steiner.

Röhrborn, K. (2015). Uigurisches Wörterbuch. Sprachmaterial der vorislamischen türkischen Texte aus Zentralasien. Neubearbeitung. II. Nomina-Pronomina-Partikel. Band 1: a-asvık. Steiner.

Röhrborn, K. (2017). Uigurisches Wörterbuch. Sprachmaterial der vorislamischen türkischen Texte aus Zentralasien. Neubearbeitung. II. Nomina-Pronomina-Partikel. Band 2: aš-äžük. Steiner.

Sang, K. H. (2012). An analytical study of the Buddhist concept of food (āhāra) with reference to both Theravāda and Mahāyāna traditions. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Kelaniya: University of Kelaniya Postgraduate Institute of Pāli and Buddhist Studies.

Soothill, W. E. ve Hodous L. (1937). A dictionary of Chinese Buddhist terms with Sanskrit and English equivalents and a Sanskrit-Pali index. Kegan Paul, Trench, Trubner & Co.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). Mainz 342 [T II 638] (arka sayfa). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/mainz/images/mainz0342_seite2.jpg adresinden edinilmiştir.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). Mainz 342 [T II 638] (ön sayfa). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/mainz/images/mainz0342_seite1.jpg adresinden edinilmiştir.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). Mainz 798 [T I] (arka sayfa). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/mainz/images/mainz0798_seite2.jpg adresinden edinilmiştir.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). Mainz 798 [T I] (ön sayfa). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/mainz/images/mainz0798_seite1.jpg adresinden edinilmiştir.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). U 2050 [o. F.] (A sayfası). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/u/images/u2050seite1.jpg adresinden edinilmiştir.

Turfanforschung: Digitales Turfan-Archiv. (t.y.). U 2050 [o. F.] (B sayfası). Berlin-Brandenburgische Akademie der Wissenschaften. 18 Mayıs 2023 tarihinde https://turfan.bbaw.de/dta/u/images/u2050seite2.jpg adresinden edinilmiştir.

Ünal, O. (2022a, 26 Temmuz). Mainz 342 [T II 638]. Akademie der Wissenschaften zu Göttingen, Katalogisierung der Orientalischen Handschriften in Deutschland. https://orient-mss.kohd.adw-goe.de/receive/KOHDOldUygurMSBook_manuscript_00001007

Ünal, O. (2022b, 7 Temmuz). Mainz 798 [T I]. Akademie der Wissenschaften zu Göttingen, Katalogisierung der Orientalischen Handschriften in Deutschland. https://orient-mss.kohd.adw-goe.de/receive/KOHDOldUygurMSBook_manuscript_00001076

Wilkens, J. (2021). Handwörterbuch des Altuigurischen: Altuigurisch – Deutsch – Türkisch / Eski Uygurcanın el sözlüğü: Eski Uygurca – Almanca – Türkçe. Universitätsverlag Göttingen.

Etik Komite Onayı

Araştırmada etik kurul iznine gerek yoktur.

Çıkar Çatışması

Yazar, çıkar çatışması olmadığını beyan eder.

Finansman

Bu yazı, TÜBA-GEBİP programı tarafından desteklenmiştir.

Figure and Tables