Aksaamai OMURALIEVA

Anahtar Kelimeler: Türk lehçeleri, değil edatı, tügül kelimesi, ek fiil.

Giriş

Yaygın olarak Oğuz grubu lehçelerinde kullanılan ek fiilin olumsuzu değil kelimesi, günümüz Türk dilinin diğer lehçelerinde de çeşitli kullanımlarıyla karşımıza çıkmaktadır. Türkçede ek fiil olumsuzlukta değil kelimesi kullanılmakta ve isimlerden sonra değil kelimesi, ardından ek fiil kip ve şahıs ekleri alarak olumsuzluk oluşturulmaktadır (İlhan, 2005, s. 4). Ek fiil olumsuzluk olarak değil kelimesi, Kıpçak grubu lehçelerinin bir kısmında emes, diğer kısmında değil şeklinde kullanmaktadır. Ancak ikisinin (emes, değil) de bulunduğu lehçeler mevcuttur. Değil kelimesi bugünkü Kıpçak grubu lehçelerinde tügül, tuvıl, tügěl, tügil, tuwil, tüwül, tüyül vb. şekillerde varlığını sürdürmektedir. Çeşitli kullanımları bulunan kelimenin genellikle olumsuzluk bildiren edat ve ek fiilin olumsuzu fonksiyonlarını üstlendiği görülmektedir. Edebî dilde hem emes hem de değil şeklini kullanan lehçeler Kırgız ve Kazak Türkçesidir. Kıpçak grubunun çoğu lehçeleri için özellikle edebî dil esas alındığında bu durum söz konusu değildir. Bu nedenle özellikle Kırgız ve Kazak Türkçesindeki emes’in ve değil edatının kullanım türleri tespit edilip, karşılaştırmalı olarak incelenecektir.

Çalışmada, Kırgız ve Kazak Türkçesini esas alarak Şırdakova’nın “Kırgız El Comoktoru” ve Aytmatov’un “Ak Keme” adlı eserleri, Kazak Türkçesinde İsabekov’un “Äñgimeler”, Danabayev’in “Sagınış Eken Bala Kez” ve Düysenbek’in “Kökjiyek” adlı hikâye kitapları taranmış, değil kelimesinin kullanımları tespit edilmiştir. Kırgız ve Kazak Türkçesinde tespit edilen kullanımlar, diğer Kıpçak grubu lehçelerindeki kullanımlarla karşılaştırılmıştır.

Ele alınan Türk lehçelerinde değil kelimesi ile ilgili yapılan çalışmalar oldukça azdır. Özellikle Kırgız ve Kazak Türkçesinde bir olumsuzluk edatı olarak ele alınan tügül / tügil kelimesiyle ilgili gramer kitaplarındaki tanım ve açıklamalar dışında müstakil bir çalışmaya rastlanmamıştır. Başkurt ve Tatar Türkçesinde ise tez, makale düzeyinde birkaç çalışma bulunmaktadır.

Başkurt Türkçesinde tügěl kelimesiyle ilgili aşağıdaki çalışmalara ulaşılmıştır:

2013 yılında Nugamanova tarafından “Otritsaniye i Sredstva Ego Vırajeniya v Başkirskom Yazıke” adlı bir doktora tezi hazırlanmıştır. Daha çok Başkurt Türkçesindeki olumsuzluk üzerinde duran Nugamanova, çalışmasında teorik bilgi verdikten sonra Başkurt Türkçesinde olumsuzluk bildiren kelime ve eklere tek tek yer vermiştir. Başkurt halk masalları, bilmeceleri, deyim ve atasözleri üzerinde derinlemesine analiz yapan Nugamanova, olumsuzluğun cümle içerisindeki kullanım türlerini belirlemiştir (Nugamanova, 2013). Yine Nugamanova ve Abdullina tarafından 2013 yılında yazılan “Kategoriya Otritsaniya v Başkirskom Yazıke” adlı çalışmada, Başkurt Türkçesindeki Zaynab Biişeva’nın eserlerinden örnekler alınarak olumsuzluk kategorisi ve alt başlık olarak tügěl kelimesi de genel hatlarıyla ele alınmış, olumsuzluk ifade eden modal kelimeler edatlar ve ekler üzerinde durulmuştur (Abdullina ve Nugamanova, 2015). 2015 yılında Abdullina ve Nugamanova tarafından yazılan “Rol Modalnıh Slov v Reprezentatsii Otritsaniya v Başkirskom Yazıke” adlı bir çalışma daha yapılmıştır. Eserde, Başkurt Türkçesindeki olumsuzluk bildiren kelimeler arasında tügěl kelimesi de değerlendirilmiş, olumsuz anlatımda ve olumsuz cümle yapımında önemli bir işlevi olduğu belirtilmiştir (Abdullinave Nugamanova, 2015). Benzer bir çalışma 2021 yılında Başkurt Türkçesi gramerini birçok yönden ele alan İsyangulova, tarafından yapılmıştır. “Modalnıe Slova Vırajayuşie Otritsaniye v Sovremennom Başkirskom Yazıke” adlı çalışmada, yuk “yok” ve tügěl “değil” kelimeleri ele alınmıştır. Başkurt yazarlarının eserlerinden örneklere yer vererek, kelimelerin cümle içinde kullanımı ve anlatımları hakkında bilgi vermiştir. Daha çok edebî dilde aktif kullanıldığını belirten İsyangulova, çalışmasında tügěl kelimesinin yüklem olarak, kerek “gerek”, těyěş “lazım” ve mömkin “mümkün”gibi kelimelerle olan kullanımlara yer vermiştir (İsyangulova, 2021).

Tatar Türkçesinde tügěl kelimesiyle ilgili bilgiyi genellikle gramer kitaplarından ediniyoruz. Onun dışında Tatarsko-Russkiy Slovar adlı 2 ciltlik sözlüğün 2. cildinde tügěl kelimesinin kullanım alanları hakkında bilgi verilmiştir (Asılgarayev, Ganiyev, 2007). Müstakil bir çalışma olarak 2016 yılında Galiyeva ve Zamaletdinov tarafından kaleme alınan “Tatar Dilinde Tügěl Kelimesinin Morfolojik Yapısı” adlı çalışmada, tügěl kelimesinin yapısal ve anlamsal yönleri ele alınmıştır. Söz konusu kelimenin, anlamsal eksik bir kelime olduğu ve de kendini daha çok bağımsız bir kelime olarak gösterdiği belirtilmiştir. Ayrıca tügěl kelimesinin edattan ziyade bir kiplik kelimesi olması gerektiği konusunda tartışmalar vardır (Galiyeva ve Zamaletdinov, 2016).

Diğer Türk lehçelerinde olduğu gibi Türkiye Türkçesinde de değil, kelime anlamı dışında, kelime türü olarak hangi kategoriye girdiği konusunda farklı görüşler mevcuttur (Seçkin, 2018, s. 46). Türkiye’de konuyla ilgili en kapsamlı çalışma, Mehmet Özmen tarafından yapılmıştır. Değil kelimesinin tüm kullanım alanlarını ele alan Özmen, öncelikle kelimenin kökeni, tarihî gelişimi ve lehçelerdeki kullanımı hakkında, devamında ise Türkçedeki değil kelimesinin ek fiilin olumsuzluğu ve fiil çekimleri kullanımları hakkında ayrıntılı bilgi vermiştir (Özmen, 1997). 1998 yılında Ali Cin tarafından hazırlanan “Tarihî Türk Şiveleri ve Günümüz Oğuz Gurubu Şivelerinde Olumsuzluk İfadesi” adlı yüksek lisans tezinde geçmişten günümüze Türkçenin Oğuz grubu şivelerindeki olumsuzluğu isimlerde, fiillerde, edatlarda olumsuzluk olmak üzere üç ana başlıkta incelemiştir (Cin, 1998). Selcen Çürük tarafından kaleme alınan “Olumsuzluk ve Kiplik Arasındaki İlişki” adlı çalışmasında, kiplik-olumsuzluk ilişkisi ile ilgili bakış ve yaklaşımlar üzerinde durulmuş, konu kuramsal bakımdan incelenmiştir (Çürük, 2010). Değil kelimesini ele alan bir diğer çalışma, Oktay Ahmed tarafından yapılmıştır. Ahmed, “Türkçede Değil Edatının Pek Ele Alınmayan Bir Özelliği Üzerine” adlı çalışmasında değil edatının yalnızca isim cümlelerinin olumsuzu değil, bazı durumlarda diğer fiillerin de olumsuzluğu yerine gelebileceği durumuna değinmiştir (Ahmed, 2013). Türkçede olumsuzluk konusuyla değil kelimesini birlikte ele alan Mühsine Börekçi’nin (2001) “Türkçe Öğretimi Bakımından Dil Bilgisi Terimi ve Kavram Olarak Olumluluk-Olumsuzluk”, Nadir İlhan’ın (2005) “Türkçede Olumsuzluk”, Caner Çiçekdağı’nın (2019) “Olmayan ve Değil Sözcükleri ve Olumsuzluk Üzerine Mantıksal Bir Değerlendirme”, Simge Yarba’nın (2018) “Kıpçak Grubu Türk Dillerinde Olumsuzluk” gibi çalışmaları mevcuttur.

Etimolojik Bilgiler

İlk olarak Kâşgarlı Mahmud, Dîvânu Lügâti’t-Türk’te kelimenin Argucadaki dag/ dhag “yok, değil” kelimelerden geçtiğini belirtmiştir (Özmen, 1997, s. 315). Hatta Argucada dag ol ve Halaç Türkçesinde dag şeklinde kullanılan bu kelime, ikisinde de olumsuzluk anlamında kullanılan kelimedir. Tek fark, Argucada dāg ol Halaççada ise “ol” olmadan dāg şeklinde olmasındadır (Tekin, 2013, s. 477). Günümüze kadar değil kelimesiyle ilgili etimolojik sözlüklerde aşağıdaki bilgiler verilmiştir:

Vámbéry, osm. deyil, dejil = nieht, nieht seiend şeklinde vermiş ve kelimenin “olumsuz” anlam ifade ettiğini belirtmiştir (1878, s. 133).

Räsänen’in sözlüğünde *tägül madde başında kelimenin olumsuzluk bildirdiğini ve Türk dillerindeki şekli ve anlamları gösterilmiştir (Räsänen, 1969, s. 469).

DTS’de değil kelimesi, *tegül madde başında gösterilmiş ve kelimenin isimlerde olumsuzluk bildirdiği belirtilmiştir (DTS, 1969, s. 549). Ayrıca sözlükte daġ madde başında daġ ol örneği verilmiş ve kelimenin yine isimlerde olumsuzluk bildirdiği belirtilmiştir (DTS, 1969, s. 158).

Clauson, sözlüğünde Kâşgarlı Mahmud’u referans göstererek Oğuzların Argularla komşu olup dilleri karışmış olmasından, Oğuzların kelimeyi Argucadan aldığını ve da:ğ ol şeklini tegül olarak değiştirdiklerini belirtmiştir (Clauson, 1972, s. 508).

Sevortyan, kelimeyi geniş bir paragrafta ele alarak öncellikle değil kelimesinin eski ve günümüz Türk lehçelerindeki şekillerini göstermiştir. Olumsuzluk bildiren bir edat olduğunu belirten Sevortyan, Thomsen’in okuduğuna kabul ederek, kelimenin ilk şeklinin Kül Tigin’in Güney Yüzü’nde geçen t(ü) g(ü)lt(i)n kelimesi olabileceğini öne sürerek bazı bilim insanlarının bu kelimeyi farklı türlerde yorumladıklarını göstermiştir (Tekin, 1988, s. 65). Malov, DTS’yi (Drevnetyurkskiy Slovar) hazırlayanların (Nadelyaev, Tenişev, Şerbak) ve H. N. Orkun’un bu kelimenin tügül edatı olduğunu belirtmiştir. A. Von Gabain ise tam emin olmamakla birlikte olumsuzluk edatı olarak değerlendirmiş ve tägül < täg ol şeklinde olabileceğini ileri sürmüştür. Hatta täg kelimesinin Türk lehçelerinde bir şeyin eksikliğini bildiren kelime olduğunu da belirtmiştir. Sevortayan, bunların yanı sıra Kononov’un etimolojisine de yer vermiştir.

Kononov’a göre dägil – daġol kelimesi dag+ol kelimelerinden türeyen birleşik kelimedir. Kâşgarlı Mahmud’a dayanarak kelimenin Argucadan girdiğini belirtmiştir. Bu kelime, “yok” anlamında daġ (dok, doġ) kelimesinden ve ol işaret zamirinden oluşmuştur (Sevortyan, 1980, s. 214).

Kelimeyle ilgili Tekin, Thomsen’in tüg(ü)lt(i)n/ tüg(ü)ltün şeklinde okumasını ve kelimenin sonundaki –tın/ -tün’ü –matın/ -metin’deki –tı/ -ti ile birleştirmesini yanlış olduğunu belirterek, zarf fiilinin ancak fiillere geldiğini dolayısıyla kabul edilemez olduğunu söylemiştir. (Tekin, 1988, s. 65). Daha eskiye götüren Tekin, değil kelimesinin Kâşgarlı Mahmud’un yapiitaq “eyersiz” kelimesindeki +taq eki ile Argu/Halaç Türkçesinde yer alan ve olumsuzluk bildiren dāg arasında bir etimolojik ilişki olduğunu söylemiştir. Tekin’in dikkatini çeken yapııtaq kelimesi, Orta Türkçedeki kaynaklarda aşağıdaki şekilleri izler: yabuldaq, yapıldaq, yapuldaq vb. Ayrıca Tekin, bu kelimenin Türkçede “yayan yapıldak”, Anadolu ağızlarında yabuldak, yapıldak, diğer Türk lehçelerinde ise d’abıdaq, yaptaq, yabidaq şeklinde yaşadığını da söylemiştir. Tekin bu varsayımlara dayanarak “yok olmak, bir şeysiz olmak” anlamlarına gelen bir *dā- fiilinin var olduğunu ve hatta Argu/Halaç Türkçesindeki dāg da bu fiil üzerine gelen -g ile türetilmiş bir kelime olduğunu öne sürmüştür (Tekin, 2018, s. 477-484).

Sevortyan, bu hususla ilgili şunları söylemiştir: “tegül – degül kelimeleri Argucacadaki dag ol kelimesinden girmiş olabilir ancak o dönemde Argucada daġ ol, Oğuzcada tegül şekilleri iki dilde de varlığını sürdürmüştür. Eğer kelime, Argucadan girmiş olsaydı ve Orta Türkçede d ˃ y değişimi söz konusu ise bu durumda t sesinin ortaya çıkışı belli değildir. Ayrıca dag “yok” kelimesinden deg şekli doğrudan gelişemeyeceğinden, bu demek oluyor ki daġ ol kelimesine paralel olarak deg ol kelimesini de varsaymamız gerekiyor.” (Sevortyan, 1980, s. 214).

Tietze, değil kelimesinin etimolojisi için ET. tegül şeklini vererek Clauson’u referans vermiştir. Bu madde altında örneklerle beraber değil kelimesinin hangi anlamlarda kullanıldığını göstermiştir (Tietze, 2002, s. 575).

Gülensoy, değil kelimesinin “isim cümlesinde yüklem ya da başka öğelere olumsuzluk anlamı verir” şeklinde tanımını yaptıktan sonra Orta Türkçeden günümüz Türk lehçelerine kadar kullanıla gelen şekillerini sıralamıştır (Gülensoy, 2007, s. 271).

Günümüzde değil kelimesinin Türk lehçelerinin gramer kitaplarındaki tanımlarına bakıldığında genellikle edat ve bağlaç olarak iki başlık altında ele alındığı görülmektedir.

Tügül şeklini kullanan Kırgız Türkçesinin gramer kitaplarında kelime, olumsuzluğu bildiren edatlar içinde yer alır. Yani herhangi bir düşünceyi, fikri, faktörü yok saymak anlamında kullanılan edatlardandır (Davletov, 1980, s. 223). Kırgız Türkçesinde “tügül” kelimesinin yanı sıra tursun, turgay, turmak edatları da kullanılmaktadır (Davletov, 1982, s. 228). Tügül kelimesi, Kırgız Türkçesinde tam olarak Türkiye Türkçesindeki değil kelimesini karşılamasa da bazı durumlarda benzer kullanımlar göze çarpmaktadır. Kırgız dilci K. Seydakmatov’un etimoloji sözlüğünde, tügül kelimesiyle ilgili aşağıdaki bilgiler verilmiştir:

Kırgız Türkçesindeki emes kelimesi, olumsuz veya herhangi bir şeyi yok sayan bir kelimedir. Bazen bu kelimeye tügül, turgay, tursun gibi kelimeler hem anlam hem de görev bakımdan denk gelir. Örneğin: Bul iş al emes, menin kolumdan da kelbeyt “Bu iş o değil benim de elimden gelmez.”. Bu tip cümlelerde emes kelimesinin yerine tügül, turgay, tursun kelimelerin biri kullanılabilir. Ancak Men emesmin “Ben değilim”, Sen emessiñ “Sen değilsin”, Al emes “O değil”…gibi cümlelerde emes kelimesinin yerine tügül, turgay, tursun kelimeleri kullanılamaz. Çünkü bu tip durumlarda emes kelimesi cümlede yüklem görevinde ve şahıs eki almaktadır (Seydakmatov, 1988, s. 229-230). Ancak K. Seydakmatov’un tügül kelimesinin etimolojisiyle ilgili verdiği aşağıdaki bilgiler dikkat çekmektedir:

Seydakmatov, tügül kelimesinin Eski Türkçede tegül şeklinde olduğunu söyler. Ardından bu kelimenin kökü te- şimdiki de- fiili, -gül ise –gIl ekinin bir fonetik varyantı olduğunu ve o ekin emir kipinin 2. tekil kişi ekine denk geldiğini belirtir. Böylelikle tügül kelimesi, te+gül morfemlerinden bir araya geldiğinin ve bugün söz konusu olan kelimenin Kırgız Türkçesinde te+gül şeklinin ünlü değişmesinden dolayı tü+gül olarak değiştiğini belirtmiştir. Bunun dışında K. Seydakmatov, t sesinin d’ye dönüşmediğini de söyler (Seydakmatov, 1988, s. 230). Kâşgarlı Mahmud’un belirttiklerini esas alırsak, Kononov gibi farklı görüş bildiren Seydakmatov’un bu görüşünün gerçeklikten uzak olduğu anlaşılmaktadır.

Kazak Türkçesinde de edatlar arasında yer alan tügil kelimesi, olumsuzluk bildiren edat kategorisindedir. Kazak Türkçesinde tügil olumsuzluk edatının yanı sıra Kırgız Türkçesinde olduğu gibi tursın, turmaḳ olumsuzluk edatları da kullanılmaktadır (Rısbayeva, 2000, s. 156). İshakov, tügil kelimesinin isim, sıfat, sayı sıfatı ve fiillere gelerek olumsuzluk ifade ettiğini belirtmiştir. Ayrıca tursın, turmaḳ olumsuzluk edatlarının tügil ile birebir aynı görevde ve anlamda olduğunu da belirtmiştir (İshakov, 1991, s.188). Kazak Türkçesinin en kapsamlı sözlüğünde tügil kelimesi bir bağlaç olarak, yalın hâldeki isimlerden sonra gelip olumsuzluk anlamı verdiği yazılmaktadır (Malmakov ve Esenova, 2011, s. 460).

Başkurt Türkçesinde tügěl edatı, sona gelen edatlardan biri olup cümleye olumsuzluk anlamı katmaktadır. Genellikle fiil ve isim cümlelerinde kullanılan tügěl edatı, daha sık sıfat fiili ya da mastar fiiliyle birlikte fiil cümlelerinde kullanılmaktadır (Běźge atayźarźan ḳalġan maldı bülěşehě tügěl “Bize atalarımızdan kalan malı bölüşmek olmaz.”). Aynı zamanda gereklilik kipinin (kerek tügěl, tĕyěş tügěl) olumsuzluğunu oluşturan tügěl kelimesi, çift olumsuz biçim oluşturarak yuḳ “yok” ile birlikte de kullanıldığı durumlar mevcuttur (Běźźe le yöreklě batırźar yuḳ tügěl “Bizde de yürekli kahramanlar yok değil.”). Başkurt Türkçesinin edebî dilinde tügěl edatı, tek başına cümlede yüklem olarak kullanılmaz. Ancak ağızlarda aksi bir durum söz konusudur (Anaw kilgen Kerim tügělmě? – Tügěl. “ O gelen Kerim değil mi? – Değil.”). Yukarıda da bahsedildiği gibi tügěl, -ırźay/-ěrźey, -ırlıḳ/-ěrlěk, -malı/-melě, -maślıḳ/-meslěk, -ḳıhıź/-kěhěź sıfat fiilleriyle birlikte kullanılmaktadır (Bıl ḳapḳanan his ütmelě tügěl “Bu kapıdan geçmek hiç mümkün değil.”) (Yuldaşev, 1981, s. 331-332). Bunların yanı sıra tügěl edatı, soru eki –mı/-mě ile birlikte kullanıldığında (Ěy, ḳarındas hiñe oyat tügělmě? “Ey, kız kardeş sana ayıp değil mi?”) cümleye tahmin anlamı, -dır/-děr ile kullanıldığında (Bıl donyala üź urının taba almaġan běr ul tügělděr. “Bu dünyada kendi yerini bulamayan tek o değildir.”) şüphe anlamı katmaktadır (Abdulina, 2015, s. 263).

Değil kelimesi Tatar Türkçesinde tügěl biçimindedir ve gramer kitaplarında edatlar içinde yer almaktadır (Bogdanovskiy, 2003, s. 345; Harisova, 2014, s. 121; Hisamova, 2016, s. 389). Bir olumsuzluk edatı olan tügěl kelimesinin yanı sıra Tatar Türkçesinde ni, ně olumsuzluk edatları bulunmakta ve genel olumsuzluğu ifade etmektedir. Bunlardan edatı eski şekil olup daha çok 20. yüzyılın başında kullanılmıştır. Tügěl edatı ise, ni edatının aksine hem genel hem de kısmi olumsuzluğu ifade etmektedir. Tatar Türkçesinde tügěl edatı yuk “yok” kelimesiyle ya da olumsuz fiillerle birlikte geldiğinde, cümleye çift olumsuzluk katarak özel bir üslup aracı olarak kullanılır. (Bogdanovskiy, 2003, s. 345-346). Tatar Türkçesinin kısa etimolojik sözlüğünde *tügěl madde başında kelimenin bir olumsuzluk edatı olduğu belirtilmiş ve Türk lehçelerindeki şekilleri verilmiştir (Ehmetyanov, 2001, s. 215). Değil kelimesi, kullanım açısından Başkurt Türkçesiyle benzerlik göstermektedir. İsimlerle birlikte kullanımı, (öyde tügěl “evde değil”), sıfatlarla birlikte (ak tügěl “ beyaz değil”), zarflarla birlikte (küpten tügěl “yakında”), sıfat fiil ekleriyle birlikte (kaytkan tügěl “dönmeyen”, alıp tügěl “almayan”) kullanılmaktadır.

Örnek cümleler:

Kırgız Türkçesi

Ermendi cemek tügül, kursagımdagı egiz ulagımdı kötörö albay catam (Pelini değil yemek, karnımdaki ikiz oğlağımı bile taşıyamıyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Baydın eçkisin cemek tügül, iyinimdi kaza albay catamın (Ağanın keçisini değil yemek, kuyumu bile kazamıyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Karışkırdı çapmak tügül, baydın cılkısın cogotup tappay cürömün (Kurdu değil vurmak, ağanın yılkısını kaybedip bulamıyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Oy aylanayın, cılkımdı teske salmak tügül, öz kazımdı kötörö albay arañ catam (Eh, yavrum, yılkımı değil düzene sokmak, kendi göbeğimi bile kaldırmadan yatıyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Baydın kazısın teşmek tügül, iyinimdi kaza albay catam (Ağanın göbeğini değil delmek, kuyumu bile kazamıyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Çıçkandın iynine suu kuymak tügül, muzoomdu kaytara albay emizip, çükömdü utturup daakamdı tıttırıp arañ cüröm (Farenin yuvasına değil su dökmek, buzağıma sahip çıkamayıp emzirip, âşıklarımı kaybettirip, yapağımı yoldurup zor duruyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Baldarımdı sabamak tügül, cünümdü sabay albay catam (Çocuklarımı değil dövmek, yünümü bile dövemiyorum.) (Şırdakova, 2014, s. 21).

Kandın ordosuna can kelmek tügül, asmandan kuş uçup ötpöyt (Hanın sarayına değil can gelmek, gökten kuş uçmaz.) (Şırdakova, 2014, s. 232).

Kan biraz kütüp közün açsa mañdayında kıdır tügül, karaanı da cok (Han biraz bekleyip gözlerini açsa karşısında değil Hızır, karaltısı bile yok.) (Şırdakova, 2014, s. 126).

Arabalar da, kızdardın üstünö cabılgan çümböttör da, al tügül arabaga çegilgen attar da, okşoş bolsun. (Arabalar da kızların üstüne örtülen duvaklar da, hatta (o değil) arabaya koşulan atlar da aynı olsun.) (Şırdakova, 2014, s. 181).

Oşondon kiyin Orozkul tuugandı karabaska, Müyüzdüü Bugu Enenin tügül, teñirdin balası bolso da adamga cakşılık kılbaska, başkaça aytkanda, karagay emes çegedek berbeske özünö özü söz berip koygon (Ondan sonra Orozkul akrabaya bakmamaya, değil Boynuzlu Toprak Ana’nın, Tanrı’nın çocuğu olsa da iyilik yapmamaya, başka bir deyişle çam değil çamın budağını bile vermemeye kendi kendine söz vermiş.) (Aytmatov, 2011, s. 62).

Birok, bala dagı suraştıra kelse, soldat öz uruusnun baştalışı tügül, ceti atasın tak bilbeyt eken... (Fakat çocuk da soruşturmuş, asker değil kendi soyunun başlangıcını, yedi sülalesini bile tam bilmezmiş…) (Aytmatov, 2011, s. 87 ).

Karaan da, al tügül, attın dübürtü da cok (Karaltısı da, o değil sesi bile yok.) (Abduvaliyev ve Akmataliyev, 2011, s. 609).

Kazak Türkçesi

Desin! Şoşḳa bolmaḳ tügili öziñ esek desin, ḳoñız desin, kesirtke, jılan, ḳurt-ḳumırsḳa, masa-şirkey, baḳa-şayan desin. (Desin! Değil domuz olmak, kendine eşek desin, böcek desin, kertenkele, yılan, kurt-karınca, sivrisinek, kurbağa desin.) (İsabekov, 2014, s. 89).

“Mäkül köke” dep ketip edi, mıltıḳ äkelmek tügil ḳarasın da körsetpedi ġoy. (Tamam diye gitmişti, değil tabanca getirmek, gölgesini bile göstermedi.) (İsabekov, 2014, s. 15).

Buzılmaḳ tügil maġan deseñder ḳıyrap ḳalıñdar, onda meniñ jumısım ḳanşa? (Değil bozulmak, bana deseniz harap olun, ondan bana ne?) (İsabekov, 2014, s. 126).

Şeteldikter asıḳtırmak tügili jeñinen tartsa da keter bolmadı. (Yabancılar, değil acele ettirmek, kolundan çekseler de gitmeyecek oldular.) (İsabekov, 2014, s. 141 ).

Endi meni urmaḳ tügili, anaw janıp jatḳan otḳa tastap jiberseñ daġı bäribir. (Şimdi beni değil dövmek, orada yanan ateşe atsan da fark etmez.) (Danabayev, 2008, s. 99).

Alayda ḳız aḳşa almaḳ tügili, öziniñ aḳşasın munıñ ḳaltasına tıḳpalay berdi. (Ancak kız, değil para almak, kendi parasını bile onun cebine sıkıştırdı.) (Danabayev, 2008, s. 146).

“Ḳolın jılı suwġa malmaḳ” tügili, balasının ne baḳanġa örmeleytin, ne baḳır jamaytın mamandıḳ alġanın bilmey- aḳ, bul düniyeden jürip ketti. (Değil saygı görmek, çocuğunun ne elektrik direğine çıktığını, ne de demircilikle uğraştığını görmeden bu dünyadan ayrıldı.) (Danabayev, 2008, s. 174).

Kelesi ay tügil kelesi jılda da Erejep Elemestiñ tört jüz somın ḳaytara almadı. (Değil gelecek ay, gelecek sene de Erejep Elemes’in dört yüz somunu geri veremedi.) (İsabekov, 2014, s. 95).

Bul söziñe adam tügil it te külmeydi. (Bu sözüne değil insan, köpek de gülmez.) (İsabekov, 2014, s. 98).

Otırmız ġoy osı, Angliya tügili Almatıga da bara almay! (Değil İngiltere, Almatı’ya bile gidemiyoruz!) (İsabekov, 2014, s. 131).

Bir ḳoy tügili, bir tüye de joḳ. (Bir koyun değil, bir deve bile yok.) (Danabayev, 2008, s. 49).

Jayaw tügil atpen kuwsañ da jetkizetin emes. (Değil yaya, at ile kovalasan da yakalatacak değil.) (Düysenbek, 2012, s. 202).

Üş kün tügil üş ay jürsem de bul isten yeşteñe şıġara almaspın,- dep oyladı Nurlan. (Üç gün değil üç ay ayda da bu işten bir şey çıkaramam – diye düşündü Nurlan.) (Düysenbek, 2012, s. 311).

Örneklerden hareketle Kırgız ve Kazak Türkçesinde kullanılan tügül/tügil kelimesinin kullanımlarının aynı olduğu görülmektedir. Tarama sonucunda değil kelimesinin cümlelerde anlatımı güçlendirmek, “bile” anlamı katarak herhangi bir düşünceyi karşılaştırmak, pekiştirmek, vurgulamak veya yok saymak için kullanıldığı görülmektedir. Türkiye Türkçesinde bu tür bir kullanım, Mehmet Özmen’in çalışmasında değil’in devrik bağlaç olarak kullanımı ile uyuşmaktadır. Özmen’e göre, anlatımı güçlendirmek, söylemek istenileni özellikle vurgulamak için kullanılır. Birbirine bağlanan iki unsurun arasına konduğunda değil, birinci unsurun önüne getirilir. Ayrıca değil’in bir devrik cümlede kullanıldığında, şöyle dursun, sadece anlamlarını verdiği görülür. Kırgız ve Kazak Türkçesinde de tügül/ tügil kelimelerinin yanı sıra turmak, tursun/ tursın gibi edatlarla kullanılarak aynı anlamı ifade etmektedir (Özmen 1997:348).

Değil helikopter, üstlerinden bombardıman filosu geçse bile umursamayacaklar (Özmen, 1997, s. 348).

Mecliste değil ses, nefes yok (Özmen, 1997, s. 348).

Değil ninesi, dünya bile umurunda değil (Özmen, 1997, s. 349).

Kazak Türkçesi örneklerinde değil kelimesinin tügil/tügili gibi iki şekilde kullanıldığı görülmektedir. Gramer kitaplarında ise bununla ilgili herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu nedenle tügili şeklinin kesin olmamakla birlikte, edebî eserlerde ve ağızlarda geçtiği anlaşılmaktadır. Kırgız Türkçesinde böyle bir duruma rastlanmamıştır.

Tatar ve Başkurt Türkçesinde tügěl kelimesi, olumsuz ek fiil görevindedir. Emes kelimesi kullanılmamaktadır. Ancak Kırgız ve Kazak Türkçesindeki kullanımlar, az da olsa Tatar ve Başkurt Türkçesinde de görülmüştür.

Tatar Türkçesi

Kěşě tügěl fil de bata monda. (Burada değil insan fil bile boğulur.) (Asılgarayev, Ganiyev, 2007, s. 446).

Sin tügěl, min de kurıktım. (Değil sen ben bile korktum.) (Asılgarayev, Ganiyev, 2007, s. 446).

Başkurt Türkçesi

Ularġa şarap, ḫeměr tügěl, hıra hatıw źa ḳetġi tıyılġan. (Değil şarap, alkol, onlara bira bile satmak yasaklanmıştı.) (Vahitova ve İskujina, 2009, s. 140).

Min hine tügěl, atayıma la bürek halmay torġan kěşěměn. (Ben değil sana, babama bile baş eğmeden yaşamış bir adamım.) (Zaynullin, 2005, s. 23).

Gostinitsaġa barıw tügěl, ayźan aşıw öyöne le ḳayta alġanı yuḳ. Гостиницаға барыу түгел, айҙан ашыу өйөнә лә ҡайта алғаны юҡ (Değil otele gitmek, evine bile bir aydan fazla gidemedi.) (Aydıner, 2014, s. 144).

Sonuç

Çağdaş Türk Lehçeleri içerisinde yoğun olarak Oğuz grubu lehçelerinde kullanıldığı düşünülen değil kelimesinin, Kıpçak grubu lehçelerinde de yaygın kullanımı çeşitli yapılarda karşımıza çıkmaktadır.

Emes kelimesi, ek fiil olumsuzu olarak Kıpçak grubu lehçelerinden Kırgız ve Kazak Türkçesinin yanı sıra Karakalpak Türkçesinde de kullanılmaktadır. Her ne kadar konumuz dışında kalsa da, bahsetmekte yararlı olacağını varsayarak, Karakalpak Türkçesinde emes’e ek olarak ayrıca bir değil kelimesinin olmadığı görülmüştür.

Bu üç lehçe dışında Kıpçak grubunun diğer lehçelerinde değil kelimesinin Oğuz grubu lehçelerindekine benzer bir kullanımda olduğu tespit edilmiştir.

İncelenen eserlerden hareketle değil kelimesinin Kırgız ve Kazak Türkçesindeki kullanım alanının aynı olduğu tespit edilmiştir. Kırgız ve Kazak Türkçesinde tügül/ tügil cümleye “bile”, “da/de”, “şöyle dursun” gibi manalar katmaktadır. Taranan örnek cümlelere bakıldığında, yüklem hep olumsuzdur. Özmen’in de belirttiği gibi cümlede yüklem hep olumsuz ise, zor olanı değil kolayı bile yapamamak ya da zor olandan değil, kolay olanından bile etkilenmemek gibi anlamlar ortaya çıkmaktadır (Özmen, 1997, s. 348).

Tatar ve Başkurt Türkçesinde bu tip kullanım az da olsa görülmüştür. Anlam açısından aynı olan bu cümlelerin yüklemleri yine olumsuz şekildedir. Emes kelimesi yerine değil kelimesi kullanıldığı için Tatar ve Başkurt Türkçesinde bu tür kullanımların az olması da normal bir durumdur.

Çalışma neticesinde daha çok Oğuz grubu özelliği olarak addedilen değil kelimesinin Kıpçak grubunda da yaygın bir şekilde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hatta çoğu Kıpçak grubu lehçelerinde “olumsuz ek fiil olarak” kullanımı oldukça yaygındır. Bu durumda, Kıpçak grubu lehçelerinin emes kelimesini kullanmasını beklerken, birçoğunun değil kelimesini kullanması dikkat çekicidir.

Kaynakça

Abdullina, G. ve Nugamanova, I. (2015). Rol modalnıh slov v reprezentatsii otritsaniya v başkirskom yazıke. Mir Nauki, Kulturıy i Obrazovaniya, 50(1), 261-263.

Abdullina, G. ve Nugamanova, I. (2016). Kategoriya otritsaniya v başkirskom yazıke. RİTS BaşGU.

Abduvaliyev, İ. ve Akmataliyev, A. (2011). Kırgız tilinin tüşündürmö sözdügü. Avrasya Press. Mektep.

Abilkasımov, B., S. Biyzakov ve A. Jünisbekov vd. (2011). Kazak adebiy tiliniŋ sözdigi. Til Bilimi İnstitutı.

Ahmed, O. (2013). Türkçede değil edatının pek ele alınmayan bir özelliği üzerine. Hikmet Uluslararası Hakemli İlmi Araştırma Dergisi, 21, 10-25.

Asılgarayev, Ş. ve Ganiyev, M. (2007). Tatarsko-russkiy slovar (C II). Magarif.

Aydıner, M. (2014). Başkurt Türkçesinde edatlar. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Aytmatov, Ç. (2011). Ak keme. Bişkek.

Baskakov, N. A. (1952). Karakalpakskiy yazık, fonetika i vorfologiya (C II). Moskova: İzdatelstvo Akademii Nauk SSSR.

Bogdanovskiy, P. V. (2003). Morfologiya tatarskogo yazıka. Moskova.

Börekçi, M. (2001). Türkçe öğretimi bakımından dil bilgisi terimi ve kavram olarak olumluluk-olumsuzluk. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 49, 44 – 61.

Cin, A. (1998). Türk şiveleri ve günümüz Oğuz grubu şivelerinde olumsuzluk ifadesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Clauson, S. G. (1972). An etymological dictionary of pre-thirteenth-century Turkish. Oxford.

Çiçekdağı, C. (2019). “Olmayan” ve “değil” sözcükleri ve olumsuzluk üzerine mantıksal bir değerlendirme. Kaygı, 18(2), 325-350.

Çürük, M. S. (2010). Olumsuzluk ve kiplik arasındaki ilişki: bakış ve yaklaşımlar, Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, 7(2), 57-72.

Danabayev, K. (2008). Sagınış eken bala kez, Aynurdın üyi köşken kün. Foliant Baspası. 69-111.

Danabayev, K. (2008). Sagınış eken bala kez, Şantöbe, Şotay, Baldevren. Foliant Baspası. 27-69.

Danabayev, K. (2008). Sagınış eken bala kez, Üş kündik Devren. Foliant Baspası. 133-155.

Davletov, S. ve Kudaybergenov, S. (1980). Azırkı kırgız tili, morfologiya. Mektep.

Davletov, S., Mukambaev, C. ve Turusbekov, S. (1982). Kırgız tilinin grammatikası.

Mektep. Dmitriyev, N. K. (1948). Grammatika başkirskogo yazıka. İzdatelsvo Akademii Nauk SSSR.

Düysenbek, A. (2012). Kökjiyek, Kökjiyek. Foliant Baspası. 83-233.

Düysenbek, A. (2012). Kökjiyek, Tergev ali bitken jok. Foliant Baspası. 304-337.

Ehmetyanov, R. (2001). Tatar tělěněn kıskaça tarihi-etimologik süzlěgě. Tatarstan Kitap Neşriyatı.

Galiyeva, A. ve Zamaletdinov, R. (2016). Morfologiçeskaya priroda otritsatelnogo slova tügel v tatarskom yazıke. Filologiya i Kultura, 43(1). 41-47.

Gülensoy, T. (2007). Türkiye Türkçesindeki Türkçe sözcüklerin köken bilgisi sözlüğü A-N (C 1). Türk Dil Kurumu.

Harisova, Ç. M. (2014). Tatarskiy yazık, spravoçnik. Tatarskoye Knijnoe İzdatelstvo.

Hisamova, F. M. (2016). Tatar grammatikası. TEhSİ.

Ishakov, A. (1991). Kazirgi kazak tili, morfologiya. Ana Tili.

İlhan, N. (2005). Türkçede olumsuzluk. Karaman Dil Kültür ve Sanat Dergisi, 271-279.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Kara şanırak. Ayganım Baspa Üyi. 15-21.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Konfrontatsiya. Ayganım Baspa Üyi. 93-102.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Sotsiyalizm zalimi. Ayganım Baspa Üyi. 179-192.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Talahan -186. Ayganım Baspa Üyi. 121-130.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Yesepşot, Tüyetavlık jane domino içinde (80-92). Ayganım Baspa Üyi.

İsabekov, D. (2014). Tandamalı şıgarmaları angimeler, Yesketkiş içinde (131- 145). Ayganım Baspa Üyi.

İsyangulova, İ. (2021). Modalnıe slova vırajayuşie otritsaniye v sovremennom başkirskom yazıke içinde (81-83). Nauçnıy Almanah.

Kamalov, S. (1984). Tolkovıy slovar karakalpaskogo yazıka. Karakalpakstan.

Malmakov, M. ve Esenova, K. (2011). Kazak adebiy tilinin sözdigi. Almatı.

Nadelyayev, V. M., Nasilov, D. M., Tenişev, E. R. ve Şçerbak, A. M. (1969). Drevnetyurksiy slovar. Nauka.

Nugamanova, İ. R. (2013). Otritsaniye i sredstvo ego vırajeniya v başkirskom yazıke. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Başkirskiy Gosudarstvennıy Universitet.

Özmen, M. (1997). Türkçede değil kelimesi ve kullanımları. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 43, 315-368.

Räsänen, M. (1969). Versuch eines etymologischen Wörterbuchs der Türksprachen. Suomalais-Ugrilainen Seura.

Rısbayeva, G. K. (2000). Kazak tili. Sözdik-Slovar.

Seçkin, P. (2018). Türkçede dilsel bir kategori olarak olumsuzluk. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Trabzon: Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimsel Enstitüsü.

Seydakmatov, K. (1988). Kırgız tilinin kıskaça etimologiyalık sözdügü. İlim.

Şırdakova, S. (2014). Kırgız el comoktoru, Acıdaar Aya içinde (231-234). Biyiktik Plus.

Şırdakova, S. (2014). Kırgız el comoktoru, Amalduu kedey içinde (124-126). Biyiktik Plus.

Şırdakova, S. (2014). Kırgız el comoktoru, Asıl taş içinde (174-182). Biyiktik Plus.

Şırdakova, S. (2014). Kırgız el comoktoru, Torgoy içinde (20-22). Biyiktik Plus.

Tekin, T. (1988). Orhon yazıtları. Türk Dil Kurumu.

Tekin, T. (2013). Makaleler III, çağdaş Türk dilleri. Türk Dil Kurumu

Tietze, A. (2002). Tarihî ve etimolojik Türkiye Türkçesi lügatı (C I). Simurg-Österreichische Akademie der Wissenschaften.

Vahitova, R. K. ve İskujina, F. S. (2009). Samouçitel başkirskogo yazıka. Gilem.

Vámbéry, H. (1878). Etymologisches Wörterbuch der Turko-Tatarischen Sprachen. F.A. Brockhaus.

Yarba, S. (2018). Kıpçak grubu Türk dillerinde olumsuzluk. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı.

Yuldaşev, A. A. (1981). Grammatika sovremennogo başkirskogo literaturnogo yazıka. Nauka.

Zaynulin, M. V. (2005). Hezerge başkort ezebi tele. Kitap.